30 Ağustos 2010 Pazartesi

ölüm nerde gelir insana?

yarın nöbetim var ve hala uyuyamadım.elbette bir sebebi var.son iki gündür aralıksız nöbetçiydim.bunun anlamı 48 saat boyunca neredeyse uykusuz,ambulansa ihtiyacı olan veya olduğunu zannettiği için ihbarda bulunan/bulunulan hastalara yardım ettim.yada ettik diyeyim bencillik olmasın.ekip işi ypıyoruz ya hani.gerçi onlar 24 saati tamamlayıp gittiler.neyse.tabii o kadar saat uykusuz kalınca eve gelir gelmez go to bed durumları.öyle bir kaç saat uyusan yetmez.akşama kadar uyursan da benim gibi sabh ezanını uzata uzata okuyan müezzin efendiyi dinlersin.

Ne diyecektim ben.ölüm...yaşamın sonu,kalp durması,solunum durması,ya da bizim deyimimizle,cardiyopulmoner arrest...
Ölünce öte tarafta ne olur bilinmez ama,bence olan yakınlarına olur.ister kolu bacağı kopmış,kafatası ezilmiş kötü bi kaza sonucu,ister doksan yaşına gelmiş uzun yıllardır yatağa bağımlı olmanın sonucu olsun,ölümü kimse sevdiğine yakıştıramaz.her zaman acıyı görürsün o evde,ağlayan bir kaç kişi,doluşan kalabalık,mutlaka bilmiş,bişeyleri idare etmeye çalışan cenaze yakınları...
Son iki günde iki ölümlü vakamız oldu.ilki,şimdi üzüm kesme zamanı olduğundan yaygın olan traktörle tarlaya amele taşıma sırasında uyarı ışığı olmayan traktöre,minibüsün arkadan çarpmasıyla traktörün ve bağlı bulunduğu insan yüklü kasanın devrilmesi sonucu oln bir kazaydı.tahmin edildiği üzere devrilen traktörün sürücüsü altta ezilerek can verdi.çok sayıda da yaralı vardı.haberlerin dediği gibi olay yerine çok sayıda ambulans görevlendirildi.sabaha karşı 5 te 5 ambulans 12 yaralıya müdahale edip hastanelere taşıdık.
Bizim aldığımız kazazede,en küçüğü 2.5 yaşında olan 3 çocuğunu anne gitme derken evinde bırakıp,20 lira için bu sıcakta tarlada çalışmaya giden bir kadındı.adını versem mi acaba hasta mahremiyeti olayı.neyse.bu ablamızın kafasının iki yerinde açık yarası ve dizinde parçalı kırığı vardı.kırık dışarıya çıkmıştı.emin olun hiç hoş bir görüntü değildir.
Normalde bizim işimiz değil ama (polis veya bölgesine göre jandarmanın işidir.)her yöne bedava telefonun verdiği güvenle sordum hastama ailene haber verelim mi diye.çaresiz hastalar biran önce yakınım yanında olsun diye bu soruya evet cevabı verip numarayı söylerler.ama bu ablamız(yaşımdan dolayı teyze diyemeyecek kadar genç,abla diyemeyecek kadar yaşlıydı.ağlamaya başladı aramayın çocuklarım korkmasın.zaten gitme diyorlardı..çocukluğum aklıma geldi.bende istemezdim annemin yardım için de olsa bağa gitmesini.
Bir de ölen adamı düşündüm bu arada.en fazla 40 yaşlarında...Ölüm onu traktör sürerken yakalamıştı.traktörün ağırlığı içerde büyük ihtimalle kaburgaları kırıp akciğerine batmış,akciğerleri hava yerine kanla dolmuş,nefes alamamıştı.yine karaciğer,mide,dalak bu basınca kayıtsız kalmamış,karın boşluğu içinde ezilerek,iç kanama da ölüm nedenine eklenmiştir
O araçta ölen adamın eşi varmıydı bilmiyorum.Büyük ihtimalle yoktu.çünkü kimse başında ağlamıyordu.herkes kendi canının derdindeydi.eşi evde miydi acaba?az önce gönderdiği hayat arkadaşı siyah kod verilmiş, altından çıkarıldığı aracın yanında boylu boyunca yatıyordu.henüz kimse üzerine bişey örtmemişti.
ailesinin acı haberi duyunca ne yapacağını düşündüm.üzülüp ağlayacaklardı tabii ki.sonra cenaze için toplanmış eş dost onla ilgili bişeyler söyleme ihtiyacı için de;daha geçen hafta gördüm çok iyiydi şöyle konuştuk hatta bana böyle dedi,bir diğeri dün gördüm deyip onu en son görenin kendi olduğunu iddia edecek,bir diğeri daha bugün gördüm, gibi laflarla rekabet edecekler.ne kadar gerekliyse artık.eğer yaşıyorsa anne baba evlat acısı yaşamanın ne kadar zor olduğunu anlayacak,onun yerine ben ölseydim diyecekler.çocuklarını düşünmek istemiyorum eğer küçükse salak sarsak etrafta dolanacak bişey anlamayacak,büyükse herkesin acıyan bakışları ve sahte sarılmaları eşliğinde acısından harap olucak...

ikinci ölümlü vakam daha dün sabah gerçekleşti.48 saatlik nöbetimin bitmesine yarım saat kala gelen ihbarla şehir içi 3 dk lık bir mesafeye çıkış yaptık.hasta ikinci kattaydı.bir solukta çıktım merdivenleri.ekip şefiyim ya önden gidip durum değerendirmesi yapıcam.ekibin kalanı da arkamdan müdahale çantası ve sizin bildiğiniz adıyla şok cihazını getiriyor.neyse ikinci kata çıktığımda hasta yakınları çevremde ama görünen bir hasta yoktu.hasta nerde dedim.tuvalette dediler.işaret ettikleri yerde açık kapıdan baktığımda kimse yoktu.nerde dedim tekrar,tuvalette kaldı dediler.hasta,büyük tuvaletini yaparken kalp krizi geçirip o halde oracıkta kalıyor ve kapının arkasına düştüğünden kapı açılmıyordu.biz gelene kadar da kapı aralığından hastanın morarmış yüzünü seyretmişler çaresizce.kapıyı biraz zorladım,hastanın ayağı engel oluyor,hayatı ayağından daha önemli en fazla kırılır diye düşünerek bir daha zorladım,oluşan aralıktan içeri girdim.arkamdan da att arkadaşım mehmet.soluk almıyordu.hastayı önce oradan çıkarmalıydık.üstünü filan toplamadan öylece birimiz omuzlarından birimiz dizlerinden tutarak çıkardık geniş salona.yere yatırdık.kalp masajı için sert zemin önemlidir.hemen geçtim kalp masajına arkadaşlara da yapacakları konusunda görevlendirme yaparken,soruyorum ne zaadır bu halde,bilinen bi hastalığı var mıydı?ilaç kullanıyor mu ameliyat oldu mu daha önce.cık.bütün soruların yanıtı hayır.sapasağlam adammış 58 yaşındaymış.doktora bile gitmezmiş.ayrıntıları geçeyim.sonra hastanın ritm ve kalp atımı döndü ve hastaneye taşıdık.ne yazık ki orada tekrar gitti.
Eşi bursa da çocuklarının yanına gezmeye gitmiş.belki birazdan evinde hiçbir hastalığı olmayan sapasağlam bıraktığı eşinin ölüm haberini telefonda alıcak.haber veren biraz düşünceliyse hasta oldu gel diyecekler.en azından yolculuğu rahat geçsin diye...
Ölüm işte,hepimizin başına çeşitli senaryolarla gelicek ama sonu hep aynı bitecek.geleneksel ritüeller yapılacak,sonra herkes sırayla dağılacak.ateş sadece düştüğü yeri yakacak.kimse sıradakinin kendisi veya en sevdiği olduğunu düşünmeden,hiç kendi başına gelmeyecekmiş gibi uzaktan bakıp,hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamaya devam edecek,edeceğiz....

2 yorum:

  1. Tuvalette ölmek!Umarım kimsenin başına gelmez.

    YanıtlaSil
  2. umarım ben de daha fazlasıyla karşılaşmam.

    YanıtlaSil